Altun, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hayatını “adaletsizlik ve zulümle mücadeleye” adadığını, her zaman “mazlumun ve mağdurun” yanında olduğunu belirtti.
“Azimle, kararlılıkla ve vakur bir şekilde zalimlerin karşısına dikilmiştir. Onu tehdit etmeye cüret edenler, başlarına geleceklerden kendileri sorumludur. Sayın Cumhurbaşkanı’mız, kimsenin korkutabileceği ya da susturabileceği bir lider değildir.” değerlendirmesinde bulunan Altun, İsrail hükümeti ve kabine üyelerinin Filistin’de devam eden soykırımın aktif iştirakçileri olduğunu, dünya kamuoyunun gözünde “çoktan hüküm giydiklerini” kaydetti.
Altun, uluslararası mahkemelerce mahkum edilmelerinin sadece bir zaman meselesi olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
“Yaptıkları yanlarına kalmayacaktır. Netanyahu hükümeti apaçık bir şekilde soykırım suçu işlemektedir. İsrail kabine üyeleri eylem ve söylemleriyle bu soykırımı sürdürme gayretindeler. O yüzden eylemlerinin sonuçlarıyla yüzleşeceklerini anladıklarında saldırganlaşıyorlar. İsrail hükümetinin destekçileri kendilerinden utanmalıdır. Söz konusu unsurlar yapılan etnik temizliği meşrulaştırmak ve kolaylaştırmak suretiyle İsrail’i en korkunç içgüdüleriyle hareket etmeye teşvik etmektedirler.Batı başkentlerinde Netanyahu’yu utanmadan ve durmadan alkışlayanlar bölgemizi daha büyük bir kaosa sürüklemektedirler. İsrail’e mesajımız gayet açıktır; kalıcı barış ve güvenlik istiyorsanız soykırımı durdurun ve Filistin’in egemenliğini kabul edin.”
“TEHDİT ETMEYE CÜRET ETMESİNE İZİN VERMEYECEĞİZ”
İsrail’i yönetenlerin bölgeyi daimi savaşa mahkum ettiğini vurgulayan Altun, “Kamuoyunu manipüle ederek bu gerçeği örtbas etme girişimleri işe yaramayacaktır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alarak savaş suçlarınızı kamufle edemezsiniz. Türkiye, kendisini bölgede barış ve istikrarı sağlamaya adamış ciddi ve sorumluluk sahibi bir devlettir. Ne var ki, sabrımızı sınayacak kadar gözü dönmüş olanlar süratle ve kararlılıkla cevabını alacaktır. Türkiye olarak Filistin meselesinde bir ve beraberiz, kimsenin bize ders vermeye ya da tehdit etmeye cüret etmesine izin vermeyeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.